Kayıtlar

Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

oda lambası

dışarıdan tek el silah sesi geldi. kulaklarım bu sesi yakından tanıyordu. gözümü dahi kırpmadım. aklıma ilk gelen odanın lambasını söndürmek oldu. önce ölen adam geldi aklıma sonra onu öldüren kişi. kim olabilirdi ki? adamın daha ölüp ölmediği bile belli değildi. ne bu tahmin sevdası diyordum kendi kendime. ben sürekli saate bakıyordum. her dakika. dakika diyorum çünkü saate bakıyordum. dışarıdan tek el silah sesi geldi yine. kulaklarım tıkalıydı bu sefer, çok duyamadım. acaba diyordum lambayı açsam da, korkularım ve cesaretim yüz yüze mi gelse? kazanacak neyim var ki? dışarıdan tek el silah sesi geldi. bu sefer kararlıydım. olmayan özgüvenim ile lambayı açtım. ortalık aydınlandığında karşımda 3 şey vardı; 1) cinayeti işleyen kişi , 2).merhametim, 3.sü ise, o tek el silahı ateşleyen, aşık olduğum kadın. ateşin baş düşmanı külmüş. bana bunu söylemediler.

se'f'er

elimden bir şey gelse ardıma koymayı düşünebilirdim belki sayın düşman. beni tek seferliğine de olsa affetmeni bekliyorum. sana küfür olarak kullanacağım kelimeleri seçerken toprağı kazmam geliyor aklıma. beni affet düşmanım. düşmanım beni affet çünkü yaşamım bir pilotun uçağı yere indirmekten bıkması kadar anlamsız ve bir o kadar mantıklı seviyede. boşluktayım. düşüp yere çakılmak istiyorum ama zemin yok sanırım benim hayatımda. düşmek istiyorum artık başım dönüyor yaşamaktan. bir kereliğine affetsen? sabahları kuşlar hiç susmaz ya aklıma sen geliyorsun hep, her sabah, her ezanda. hiç uykum yok. gözler derdin kalbin aynası değil, kalbin sargı bezidir. şu anda gözümden bir kan aksa gelip siler miydin? insan düşmanının gözlerine bakar mı hiç? gözlerimin içinde gözlerin. gözümü kırpmaktan korkuyorum, gözyaşı gibi akıp gidersin diye. tek seferde. bir tren gibi tek seferde.