Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bab Bup

sert bir sonbahardan arta kalan bir yaprağa bastım bugün yanlışlıkla bana selam verecekti belki de yazık oldu insanlar, insanlar da yapraklara benzemez mi peki? ellerine fırsatlar geçer. harcarlar. bozulmuş para gibi bir bana mı komik geliyor bu durum sadece gülesim geliyor şu insanları gördükçe yaşam sevincim daha da azalıyor bazen diyorum gideyim sahile çıplak bir martı gibi balıkların peşine düşeyim bazen diyemiyorum ki kendime, ulan sen insansın yapamazsın artık sonra bazenler hani sağlık olsuna dönüşüyor ya işte canımı acıtan o küfür edesim var sürekli küfürler tükürük bezinde tıkanıyor sınırı geçemiyor hiç. herhalde pasaportları yok avazım çıkıncaya kadar ağlayasım var. sonra sevdiğim kadın geliyor aklıma gözleri geliyor dayan diyor vicdanım. daha önce yüzünü dahi görmediğim en büyük düşmanım dayan. yukarıdan onlara nasıl görünüyoruz acaba. beni nasıl izliyordur yukarıdan merak duygusu insanı daha fazla yaşatan şeymiş meğer.öğrenmenin yaşı yok ölmek ne garip ş

kasvet

zamanla saatlerce sevişti güneş. 2 çocukları oldu. çocuklarının isimleri ölüm ve merhametti. ölüm henüz erken yaşlarda adına eşdeğer bir şekilde son nefesini vermişti. merhamet güneşin üstünü çamurla örttü. o da son nefesini verirken avazı çıktığı kadar bağırıyordu. bu dünya güneşi, bu parlaklığı hak etmiyor. tüm insanlık vicdanlarını henüz çocukken diri diri toprağa gömmüş. kendi sefaletinizde boğulun!