leke

sen biraz ürdündün ben biraz pişman. kelimeler her bir muhabbet arasında buharlaşıp kayboluyordu. geçmişten gökyüzüne doğru yol alıyordu, tıpkı yeni zelanda gibi.

ben biraz danimarkaydım, sen hep pompei. yoktun artık.neden olmuştu?  nedenini anlamadan bütün doktorlar aynı şeyi söylüyordu sanki hep bir ağızdan: ''hasta tüm müdahalelere rağmen 'maalesef' hayatta kaldı. üzgünüz.''

kıyamet mi kopmuştu? deliriyor muydum yoksa. soru sormaktan sıkılmıştım. gökten kalseduanlar yağmalıydı artık. bu muammadan sıkıldık. mutsuzluğu tek kelime ile özetleyemezdik, kainat sinirlenirdi. bitkiler de.

lekeli vicdanlarımızla oturup tek kadeh de olsa karşılıklı içki içmiştik, hatırlıyor olmalısın.

hikayenin sonunda ben ölüyordum. vicdanımın gömleği kırmızı lekeli.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

aylaya

bağdaş kurmuş gülen insan

ne var ne yok